Seçim kampanyası sırasında Suudi Arabistan'ı “dışlanmış devlet” yapacağı tehdidini kullanan Joe Biden’ın ABD Başkanı seçilmesinden sonra, Suudi Arabistan, Aralık 2022'de Çin ile kapsamlı bir stratejik ortaklık anlaşması imzaladı.

Çin, 2020’de 25 yıllık ticari ve stratejik işbirliği anlaşmasını Tahran yönetimiyle imzaladı. Bu anlaşma nedeni ile Çin’in İran ile Sudi Arabistan’ın arasında bir savaş çıkması durumunda dengeleri koruma ve çatışmaları asgariye indirmesi, en etkili arabulucu olma fırsatını her ülke için elde etmiş oldu. San zamanlardaki İran, Sudi Arabistan arasındaki buzların çözülmesinin adımları başlamış oldu.

       Çin, Tahran-Riyad ilişkilerini normalleştirmek için 6 Mart'ta Çin'in başkenti Pekin'de Çinli yetkililerin aracılığıyla müzakerelere başlayan İran ve Suudi Arabistan, 10 Mart'ta anlaşma imzaladı.

      Pragmatik bir politika izleyen ve ülkeler arasındaki anlaşmazlıkları hiçbir tarafı kızdırmadan kendi lehine döndürmeyi başaran bir ülke olarak Çin'in, Körfez bölgesindeki en büyük iki stratejik ortağı sayesinde Orta Doğuda ki dengelerin korunmasında kendisinin de var olduğunu kanıtladı.

       Ayrıca Çin, Suudi Arabistan ve İran'ı ticari ilişkilerde, özellikle de petrol alışverişinde Çin yuanı kullanmaya ikna edebilirse bu ABD dolarına vurulmuş büyük bir darbe olacak. Bu da doların diğer para birimlerine karşı işlem hacmini geriletecek ve çok kutuplu bir dünyanın önünü açmış olacak.

     Gelişmeler bu yönde olunca özellikle ikibinli yılların başından itibaren Dünya Ticaret Örgütü anlaşmaları nedeni ile malları serbest dolaşmaya başlayan Çin, Dünyanın en çok üreten ve en çok tüketen ülke olma özelliğini ABD den almaya başladı. Diğer taraftan Dağılan SSCB Ülkeleri ve diğer dünya devletleri ile ticaretini geliştiren Rusya’nın da Dünya Ticareti sahnesindeki rolü artmaya başladı.

    Bu gelişmeler başta ABD ve İngiltere’yi rahatsız etti. Dünya Ekonomi birinciliğini 1970lerde ABD ye Kaptıran İngiltere yeni yarışacağı rakipleri istemesi mümkün değildi. Daha rahat hareket edebilme, kendi menfaattarının ön planda olduğu kararları alma ve uygulama adına Avrupa Birliğinden ayrıldı. İlk olarak Dünya ekonomisinde birinciliğini kaptırdığı ABD ile antlaşmalar imzalamaya ve alınan kararları uygulama başladı.

     Peki, bu kendileri açısından kötü giden bu gelişmeler için bir şey yapmak lazımdı. Önce Rus- Ukrayna savaşının patlak vermesi sağlanarak Rusya’nın Avrupa birliği ülkeleri ile olan ticari ve diplomasi bağlarının gelişmesine sekte vuruldu. ABD’nin yeni silah pazarı olarak Avrupa Birliği ve Avrupa birliği dışında kalan ülkeler seçildi. Rus tehdine karşı önce NATO üyesi Avrupa birliği ülkelerine yeni silahlar satıldı. İkinci planda NATO ya katılacak olan ülkeler silah pazarı için hedeflendi.

    Şimdi doları kurtara bilmek. Matbaasında altın karşılığı olmadan bastığı paraları hala basa bilmek adına. Yeni hamlesi Gazze oldu. Gazze’de masum binlerce Çocuk ve kadının ölümü, binlerce Gazze ’linin göçü, Göçmeyenlerin hayatını cehenneme çevirmek son yaptıkları büyük kötülüktü.

    Dünyayı karıştırarak hayatta kalmaya çalışan ABD ve İngiltere’nin planları kendileri açısından doğru gidiyorlarmış gibi gelse de sonlarını hazırladıklarının ve kendilerinin, dünyada Masum Ukrayna ve Gazze halkının cesetlerinin altında kalacaklarının farkında değiller. Son zamanlarda Dünyayı zorlayıcı bu tavırları Tüm dünya halklarında kendilerini ABD ve İngiltere tehdidinden koruyacak yeni tedbirleri almaya zorluyorlar. Şangay beşlisi ekonomik işbirliği yapısı gibi gözükse de yakın bir zamanda gözlemci ülkeleri de dâhil Askeri işbirliği ve güven anlaşmaları yapan bir yapıya kavuşacaktır.

     Kısacası Avrupa birliği ülkeleri, İngiltere ve ABD’ye şu uyarıyı yapmakta fayda var; Dünyayı karıştırmanın Ecele faydası yok.