ABD, bir zamanlar dünyada özgürlüklerin, hür teşebbüsün, hayallerin gerçekleştiği, Amerikan rüyalarının gerçekleşmesi için ülkesinden, ABD ye gücünü, beynini, sermayesini, yeteneğini göç ettiren insanların, ülkesiydi.
Bu gün ülkesinden ABD göç edenlerin, geriye dönecek parayı bulduklarında ülkelerine hemen döndükleri ülke haline geldi.
Ekonomi açısından bakarsak da; ABD, Dünyanın ürettiğini, tüketerek dünya ekonomini ayakta tutan bir ülke idi;
Yani, Dün, Dünya üretiyor ABD tüketiyordu, Bu gün ise Dünya üretiyor Çin tüketiyor. Çin üretiyor Dünya tüketiyor.
Bilim açısından bakacak olursak; ABD, Tüm dünyadaki üniversitelerin, ABD’ndeki Üniversitelerin yapmış olduğu araştırmaların sonuçlarını bekler veya bu üniversitelerin büyük bütçeleri ile yapacakları araştırmaların sonunda insanlığın sorunlarının çözümünü sağlamış olduklarından dolayı şükran duyardı.
Bu gün birkaç üniversitesi, çeşitli firmalardan aldıkları paralar karşılığı firmaların faydasına, insanlığın zararına, taraflı, bilimsel gerçeklerden uzak, araştırma sonuçları açıklayan bir ülke konuma geldi.
ABD milyonlarca insanın hayatını kaybettiği İkinci Dünya savaşını sonlandıran, dünyaya barış getiren bir ülke idi.
Bu barışçı yaklaşımlar, ABD nin başkalarının elindeki enerji kaynaklarını, sanayi üretimi girdilerinin ve Dünya ticaret yollarının koleksiyonunu yapmak için huzurlu, barış içinde yaşayan ülkeleri savaştıran bir ülke konumuna gelmesiyle yok oldu.
ABD dünyanın dört bir yanından gelen her ırktan, inançtan insanların beraberce inşa ettiği bir ülke iken bu gün kurucularını tehdit gören, ABD ye girmesini yasaklayan bir ülke konumuna geldi.
Trump dün göreve başladı. Her şeyden onu sorumlu tutmak tabii ki doğru bir davranış olmaz. Trump bir iş adamı olması nedeni ile göreve başlar başlamaz, şirkette yeni göreve başlayan klasik yöneticiler gibi yönetimde olduğunu hissettirmek için olur olmaz konularda gereksiz yasaklar koymaya başlaması, hatalar zincirine yeni halkalar eklemiştir. Kennedy’den sonra yapılan hatalar ABD’yi sevilen ülke olmaktan çıkarıp, korkulan ülke konumuna gelmiştir.
Fransız ihtilalinin ve Birinci dünya savaşının dünyada yarattığı değişimler, İkinci dünya savaşı ile bir nebze değişime uğratılsa da; Globalizim ve İnternetle sınırların kalkmasının, bilginin kolay ulaşılır ve paylaşılıyor olması, sermayelerin tek uluslu kimlikten çok uluslu kimliğe geçmesi ile birlikte yeni bir dünya düzeninin kurulduğunu, iki kutuplu dünyadan dört kutuplu dünya geldiğini birileri Tump’a anlatmalı.
Birileri bu gerçekleri Tump’a anlatmazsa; Hem ABD, hem bizim gibi ABD’nin müttefiki olan ülkeler hem de Dünya kaybetmeye devam edecektir.