Geçen haftaki köşe yazımda zor günlerden geçtiğimizi ve üzerimizde oynanmaya çalışılan oyunlardan bahsetmeye çalışmıştım. Ulusal yazılı ve görsel medyada hemen, hemen her gün ve her dakika ya bir haber veya birkaç konuklu haber programlarında yaşanan olayların uluslar arası, askeri, siyasal ve ekonomik yönden irdelemesi yapılmakta.

Bizlerde yerel medya olarak çorbada tuzumuz bulunsun diye aklımızın yettiği, kalemimizin yazdığı kadar katkılar vermeye çalışıyoruz.

Yaşadıkça programı ile yerel kanaldan, her kanal ve gazetenin yazdıklarından çok yazmadıklarından ve Tv kanallarında konuşulmayandan konuşmaya çalışmıştık. Belki de yaşadıkça programının ulusal kanallardaki programlardan daha uzun ömürlü olmasının sebebi de buydu.

Zor günlerden geçtiğimizi biliyorum. Ülkemizde bunu fark etmeyen hiçbir kimsenin de olmadığını biliyorum.

Toplumda bencilliğini gizleyemeyecek kadar bireysel ve menfaatçi olan çok küçük kesimin dışında her bir insanımızın kendi çapında ne yapabilirim? Ne yaparsam, ülkemiz üzerinde oynanan oyunları bozabilirim diye düşündüğünü adım gibi biliyorum.

Bu günlerde kamusal alanlarda görev yapmanın, hele atanmış ve seçilmiş olmanın, güvenlik gücü olarak canını hiçe sayarak görev yapmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorum.

Fabrikasının kapısını kendi kazancından çok ülke ekonomisinin kazancını düşünerek açan girişimcimizden, iş makinesinin başına, alacağı ücretten çok ülkesi için üretmeye çalışan işçiye,  ekonominin çarklarının dönmesi için eşinden, dostundan borç alarak ödemelerini yapan esnafımıza, ülkemizin içinde bulunduğu durumun farkında olan bu nedenle, az olan emekli aylığını ucu, ucuna denk getirerek bu zor günlerin geçmesine şikâyet etmeden katkı veren emekli ve ücretlimizi gördükçe nasıl, asil bir milletin ferdi olduğumu görüp duygulanıyor ve gurur duyuyorum.

Bu zor günler bir gün geçecek. Her şey dengelenecek. Kim ne kadar karamsar düşünürse düşünsün, huzur dolu günler bizi bekliyor bunu biliyoruz.

Bu zor günler geçtiği zaman bu coğrafyada yaşan insanların beklentisi ne biliyor musunuz? Çok şey beklemiyorlar. Sadece ve sadece beklentileri, yarın kaygısı olmadan yaşayacakları bir ülke ve her devrin adamı olan olanların bu defa küme düşmeleri.

Saygılarımla.