Dünyada bizim gibi kaç ülke vardır bilemiyorum, halkının büyük bir çoğunluğu birikimlerini evde mi, yoksa bankada mı değerlendirsin diye düşünmek yerine...

       Ülkemizde yaşayanların büyük bir çoğunluğu ekonomiyi yakından takip ediyor. Veya ettiğini sanıyor. 

       Dünyada bizim gibi kaç ülke vardır bilemiyorum, halkının büyük bir çoğunluğu birikimlerini evde mi, yoksa bankada mı değerlendirsin diye düşünmek yerine, piyasadaki tüm yatırım argümanlarını bilsin veya biliyormuş sansın.

         Özellikle ülkemizdeki erkeklerin büyük bir çoğunluğu iş yerlerinde molalarda, ev gezmelerinde, düğün, cenaze gibi toplanmalarla ve erkek berberlerinde bir birlerine yatırım konusunda tavsiyeler verirler. Karşısındakinin yatırım konusunu beğenmez, onu kendi yatırım konusuna çeker. Yanlış yatırımlar, borsa, altın yükselince borsa ve altına yatırım yapmalar, bunlar düşünce korkup kaçmalar, zararın neresinden dönersen kâr değip, o yatırım konusundan başka yatırım konusuna hareket ederek rendelenmek. Kayıpların suçlusu konusu açılırsa da yönetenler günah keçisi olur.

          Ülkemizdeki bu tip kahve ekonomistlerinin genel yapılarına bir göz atalım. Cebinde yüz doları olan, dolar yükseldi mi diye internette saat başı kontrol eder. Eğer döviz yükseldiyse mutluluktan uçar. Alım gücünün veya maaşının eridiğinin farkında olmaz. Aldığı cep telefonunun fiyatının yükselmesi onu çok mutlu eder. Telefonu yenileme imkânının elinden alındığının farkında olmaz. Oturduğu evin fiyatının artması onun aldığı en müjdeli haberdir. Ama çocuğunun, torununun ev alma imkânının ortadan kalktığını, gelecekte onların ev alma hayali dahi kuramayacaklarını bilmez. Ellerinde bir borsa hissesi varsa ve yükseliyorsa onun uzaya gideceğini zanneder hisseyi satmaz. Kısacası hangi hisseye ne zaman gireceğini veya ne zaman çıkacağını bilemez. Ama herkese tavsiyeler vermeye devam eder. En büyük düşmanları da yatırımını yanlış bulan ve uyaranlardır. Yatırım konularına toz kondurmaz. Laf söyletmezler.

           Almaması gereken krediyi alır. Kullanmaması gereken kredi kartını kullanır. Yapmaması gereken harcamayı yapar. Sonuçta,  hem kendisinin hem de ailesinin yaşamı kötüye gider. Suçlu kim sorusunun cevabı yine aynıdır. Bizi yönetenler. Hani demişler ya, hırsızın hiç mi suçu yok diye? Bizde hep suçlu başkasıdır. Bizde toz olmaz.

            Diğer ülkelerde durum nasıl ve neden diğer ülkelerdeki insanlar, fonlara, borsaya, madenlere yatırım yapıyor, paralarını bankada tutuyor. Burada cevapta piyasalarda istikrarın olması. Ülke yaşayanların, yatırımcıların, sanayicinin önünü görmesi. İktidarlar değişse de, ekonomisi kuruluş ayarları doğrultusunda korunuyor. Çevresin de savaş çıksa da ülke ekonomileri sarsılmıyor. Ülkeden yatırımcı kaçmıyor. Bu ülkeler başka ülke yaşayanlarına istihdam sağlamamak için tüm yatırımlarını kendi ülkelerine yapmıyorlar. 

           Kısacası gelişmiş ülkelerdeki insanlar, lüks tüketimi, hak etmedikçe, geleceğini garanti altına almadan yapmıyor. Ülkeyi, yönetenler de Ülke gerçeklerini halkından saklamıyor. Ve Ülkenin ekonomisi neyse yaşamlarını ve kamu harcamalarını ona göre ayarlıyorlar.

            Saygılarımla.