Bizim çocukluğumuzda bayramlar ve lunapark kelimeleri bir birini çağrıştırırdı. Bayram demek, kayıktan salıncaklar. El ile çevrilen dönme dolaplar. Atlıkarıncalar demekti. O, bayram şanslı iseniz, sihirbazların, akrobatların, yaban hayvanlarının sergilendiği, zaman zamanda eğitimli köpeklerin gösteriler yaptığı, denizkızlarını görme şansına ereceğiniz, ücretini ödeyerek girdiğiniz çadırlar kurulurdu. Bu, bayram alanlarında insanları toplamak maksadı ile uzun tahta bacakları üzerinde yürüyen devasa adamlar, palyaçolar, ipin üstünde yürüyen cambazlar olurdu. İp üstünde yürüyen cambazlarda, bizlerde yan kesicileri hatırlatırdı. Siz ipte yürüyen cambaza sıkışık olan kalabalık ile bakarken, onların yürüttüğü para değerli eşya ve cüzdanlarınızın farkında bile olamazdınız.

Büyüdük, eski bayramların tadı kalmadı. Bu konuda hem fikiriz. Ama şimdiki zamanın yan kesicileri, kimlik değiştirdi. Soygunlar, vurgunlara döndü. Şimdilerde, Soyulan şahıslardan çok kitleler, devletler olmaya başladı.
Kuzey Kore ile ABD’nin sürtüşmeleri devletler bazından çıkıp, şahıslar sürtüşmesi görünümünü aldı. Sürtüşmenin boyutu nükleer savaş tehlikesine, dünya savaşına kadar gitme endişelerini doğurdu. Bu endişe o kadar büyüdü ki; dünya borsalarında baz puanlar yönünde kayıplar trilyon dolarlar ile hesap edilmeye başlandı.

Sıkıntıda olan AB ülkeleri, sıkıntılarının üstüne yeni kamburları ilave etmeye başladı. Brexit nedeni ile ortaya çıkan, ekonomik ve sosyal sorunları çözmeye çalışan İngiltere’ de ABD ile Kuzey Kore arasındaki sürtüşmeden nasibini aldı.

Orta doğudaki kargaşadan etkilenen Türkiye, Irak, Suriye ve İran’da bu kaygılı durumdan nasibini alan ülkeler oldu.

Savaş çıkar mı? Çıkmaz mı? Tartışmaları yapılırken Dünyadaki haber ajanslarına başka haberler düşmeye başladı. “Kim Jong Un ile Donald John Trump telefonla görüşmeler yapıyor.” “ AP Haberi olan, ABD ve Kuzey Kore’nin aralarında görüşmeler yaptığı ve bununla ilgili olarak ABD’nin, Kuzey Kore politikaları konusundaki özel temsilcisi Joseph YUN’ un, Kuzey Kore adına ise ülkenin Birleşmiş Milletlerdeki üst düzey diplomatı Pak Song ll’nin yürüttükleri haberi büyük şaşkınlık yarattı. Piyasalarda bu haberin yarattığı şaşkınlık daha geçmeden, ABD’nin savaş gemilerinin kuzey Kore’ye gitmediği tam tersi istikamet olan Hint Okyanusuna doğru hareket ettiklerinin haberlerde yer almaya başladı

Düşen borsalar, yükseldi. Trilyonluk zararların yerini Trilyonluk karlar almaya başladı. Yüksekten sat. Suni krizler yarat, düşükten al. Meğerse kriz yokmuş haberi yay. Tekrardan hisseleri yüksekten sat. Aradaki fark, para imparatorlarının cebine giren kazançlar, gelişmekte olan ülkeler ve sermayelerinin cebinden çıkan farkların tutarı kadardır.

Sorun ABD’nin, yeni bir devlet anlayışı ile yönetilmeye başlamasındadır.

Sorun, Dünyanın üretim çarklarını döndüren, insanlara tüketimlerinde kullanmaları için ücretler ödeyen, ama bunun için tüketecekleri ürünleri de ürettiren, büyük uluslar arası firmaların yerine paradan para kazanan, girdikleri ülkeleri yoksullaştıran yapıların yönetimlerinin seçimlerde çok etkili hale gelmelerinde.

Sorun; 20. Yüzyılın en büyüğü olan ABD’nin, 21. Yüz yıl liderliğinin 2050 den önce Çin’e kaptırma korkusunda. Hem askeri, hem de ekonomik alanlarda Çin’in 2050 ye varmadan ABD’yi geçeceği tüm otoriteler tarafından kabul ediliyor olmasında.

Sorun; ABD’nin, Bu telaş ve korku ile panikli hareket etmesi, uzun yılardır müttefiki olan ülkelerle arasını açması, onları kırması, incitmesi.

Biri 33 yaşında olan Kuzey Kore devlet başkanı, diğeri 71 yaşında olan ABD devlet başkanı, aralarındaki kuşak farkı ve ergen çatışmalarını “İpteki cambaza bak”’a dönüştürüp, ceplerimizdeki helal paraları almaları bir müddet daha devam edebilir ama bu durum fazla sürmez.

Bizler, bu olan bitenlere engel olmak için tedbirler alırken, onlar da yeni yöntemler bulmaya çalışacaklardır. Bizler paralarımızı kaybediyoruz. Ama onlar dostlarını. Artık öğle bir dünyada yaşıyoruz ki; Dost kazanmak, para kazanmaktan. Dost biriktirmek, para biriktirmekten çok ama çok daha zor oldu.

Saygılarımla.