Dünya 2020 ye bazı sorunlarla giriyor. Sorun yaşadıklarımızda değil, sorun yaşadıklarımızın yaratacağı sorunların ne olacağında.
Birçok yazımızda ve TV sohbetlerimizde, herkesin bildiği, dünyada değişmeyen tek şeyin değişim olduğunun vurgusunu yapmıştık.
Teknolojide, dijitalde ilerleme ve Globalizm kararından sonra, sadece paranın değil, bilgilinde serbestçe dolaştığı bir dünyada değişim alışılmış değişim sürelerini çok öne çekti. Değişimin, hızı baş döndürücü bir noktaya geldi.
Ülkelerin ekonomileri, sosya - ekonomik, sosya - kültür yapılarındaki değişimler, dünyadaki hâkim katı tutarlı ideolojileri ve ekonomik yapıları da eskisine göre çok daha kısa sürede etkilemeye ve devirlerini sonlandırmaya başladı.
Kimisi kelebek etkisi der, kimisi domino etkisi. Adına her ne denirse densin, ufak tepkilerin büyük sonuçlar yaratmaktadır. Para, fikir ve insanların dünyada serbest dolaşması nedeni ile fikirler, buluşlar, değişimler ve, hastalıklarda inanılmaz bir hızla yayılmakta. Bir yerdeki ufak bir değişim başka bir yerde büyük değişimlere sebep olabilmektedir.
Globalizm, sosyal yapıları hızla değiştirirken, ekonomik ve askeri yapıları da ayni hızda etkilemeye ve değişim yapmaya zorladı.
İki binli yıllara kadar, bir açıklama veya bir ekonomik değişimin etkileri için nefes tutulur, uzun süre beklenir, sonuçlarının ne olacağı günlerce, aylarca yorumlanırken. Şimdilerde açıklamalar ve sonuçları eş zamanlı gibi olmaktadır. Yani şu meşhur etki ve tepki meselesi arasındaki süreç günümüzde çok daha kısa aralıklara düşmüştür.
Geçen hafta yaşananlar ve yetkililerin yaptığı açıklamalar bence çok önemliydi. Geçen haftaki lider ve yetkililerin yaptığı açıklamalar 2030 yılındaki dünyanın şeklini verecek açıklamalardır.
Kimler ne demişti bir hatırlayalım;
ABD Dış işleri bakanı Pompeo: NATO’nun değişmesi gerektiğini vurguladı ve 70 yıl sonra NATO'nun büyümeye ve gelişmeye ihtiyacı var. NATO'nun değişmemesi halinde etkisiz ve eski kalabileceğini söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emannuel Macron: NATO’nunetkisini kaybetti, "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti" dedi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Macron'un bu sözlerini eleştirmişti.
İki kutuplu dünyadan, üç kutuplu dünya dünyaya giderken birileri bunu iki kutuplu hale getirmek ve kutupları yeniden oluşturmak ihtiyacı hissetmeye başladı.
İlginç olan birinci ve ikinci dünya savaşlarında, şu andaki AB ülkelerinden İtalya, Almanya, ayni grupta yer alırken, İngiltere ve Fransa ise ayrı gruplarda yer almışlardı. Geçen haftaki açıklamalar, sanki bu bazı şeyler kaldığı yerden mi devam edecek sorusunu akla getirmeye başladı.
Yeni aktörleri ile oluşturulmak istenilen İki kutuplu dünya hayali günümüz için çok tartışmalara sebep olacaktır. Son dünya savaşındaki ittifaklarda yer almayan güçlü yapılara sahip ülkelerin nerede yer alacağı üstünde düşünülmesi gereken önemli bir konu. Çin, İran, Hindistan, Rusya ve ondan dağılan devletlerin tutum ve davranışı ne olacaktır. Mesela, Eski İngiltere sömürgeleri İngiltere’nin yer aldığı bir gruba üye olacaklar mı?
Son dönemde bazı ülkelerin bazı ülkelere yapmış olduğu, Ambargo uygulamaları ve Finans saldırıları, farkında olmadan, bu saldırılara muhatap olan ülkeleri ekonomik olarak zayıflattı mı? Güçlendirdi mi? Bu ambargolar ve finans saldırıları bu ülkelerin akıllarındaki dost ve düşman isimlerinde değişim yarattı mı?
Her geçen gün,özellikle, NATO’yu ilgilendiren konularda yetkililerin yaptığı yeni uygulama ve açıklamalar akıllara yeni soruları getirmektedir. “Kedi yavrusunu yemek için fareye benzetirmiş sözünde olduğu gibi .” İnşallah, NATO da değişim isteği ve yeni üyelikler ve düzenleme düşüncesi güçlü olanların bir alanda toplanması ve yutup sindirmeyi düşündükleri bazı ülkeleri üyelik dışına itmek için değildir.
2020, yılından itibaren dünyadaki uluslararası ilişkiler ve sorunlar 2030 yılına kadar devam edecektir. 2030, yılında Dünya bu günkü konuştuğu konuları değil, hiç konuşmadığı konuları konuşacak olacaktır. A. Tufan GÜVEN