Hep söylerim gazetecinin seveni, dostu olmaz diye. Klasik bir sözdür. Gazetecinin herkes tarafından seviliyor olmasında bir gariplik vardır, olmaz diye düşünürdüm. Ancak geçtiğimiz hafta sonu, duayen gazeteci Uğur Dündar’ın mesleğinin 50. Yılı nedeniyle hazırlanan belgeselin İzmir’deki galasına katıldığımda, bir gazetecinin bu kadar çok sevilebileceğine şahit olduğumda inanın Sayın Dündar’ın herkes tarafından seviliyor olmasını bir kez daha görmekten, büyük gurur duydum. ‘Türkiye’nin en güvenilir insanı’ olmak işte böyle olsa gerek.

YENİ DEMOKRAT İZMİR GAZETESİ’NE TEPKİ GÖSTEREN BAYAN

Ahmet Adnan Saygın Kültür Merkezi’ndeki gala için saatler öncesinden gelip kuyruk oluşturanların arasına katılmak üzereydim ki, salonun dışında bir bayanın tepkili sözlerine kulak verdim. Baktım ki bir bayan elinde bir gazete ve bu gazeteyi dağıtan bir kişiye bağırarak tepki gösteriyor. Ben de yaklaştım resim çekmeye başladım. Bu arada olayın da ne olduğunu kavramaya çalışıyordum. O kişinin elinde, yeni yayın hayatına başlayan Yeni Demokrat İzmir gazeteleri vardı ve sokakta park halindeki araçların sileceklerine takmış.

‘MAZİDEKİ UTANÇ’ HABERİYLE, UTANILACAK BİR HABERCİLİK ÖRNEĞİNİ GÖRDÜM, ÜZÜLDÜM

Gazetenin manşetinde, hani derler ya; eften püften diye, işte öyle bir haber. ‘Mazideki Utanç’ haberi Uğur Dündar’ın büyük bir fotoğrafıyla yayınlanmış. (Rahmetli Tarık Akan’ın kitabında geçen sıradan bir konu ile ilgili yapılan bir haber) İşte bu gazeteyi alan bir bayanın, Türk basınının duayen isimlerinden birisinin 50. Yıl etkinliğinin yapılacağı yerde dağıtımını yapan kişiye karşı, son derece demokratik ve sert tepkisini görünce ben de ister istemez etkilendim. Hatta o kişinin elindeki gazeteleri alıp müdahale etmek istedim ama, basın özgürlüğü dürtülerim beni engelledi. Elindeki gazeteyi yırtan ve tepkisini dile getiren o bayan kimdir bilmem, tanımam ama, böyle demokratik bir tepkiyi gösterebildiği için kendisini kutlarım.

DUAYEN GAZETECİ UĞUR DÜNDAR’IN GALASINA ÖZEL ÇIKARILAN GAZETEYE CHP DESTEĞİ

Gelelim galaya. Salon tıklım tıklım. Salon taştı sanki ve bir çok insan, dışarıda kurulu dev ekrandan izlediler. Başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer olmak üzere, çok sayıda CHP milletvekili, (İyi Partili Aytun Çırağ da vardı) gazeteci, yaşlı- genç, kadınlı erkekli yüzlerce katılımcının hazır bulunduğu ve gazeteci Gökmen Ulu’nun hazırladığı belgeseli izleyip te etkilenmemek mümkün değildi. Zaman zaman alkışlarla, zaman zaman gözyaşlarıyla izlenen bu belgesel muhteşemdi. Bir gazetecinin gurur tablosuna bir gazeteci olarak şahit olmak, benim için de büyük bir onur ve gurur kaynağı oldu.

Tabii, yıllar öncesinden Yeniasır Gazetesi’nde birlikte çalıştığımız Ender Coşkun’un imtiyaz sahibi olduğu Yeni Demokrat İzmir gazetesinin Uğur Dündar’ın galasında dağıtılmasının amacı neydi bilmiyorum. Gazeteyi açıp göz gezdirdiğimde ise, Ender Coşkun’un, bu gazetenin yayın hayatına başlamasına katkıda bulunan CHP’lilere teşekkür yazısının yanısıra, Konak Belediye Başkanı’nın tam sayfa ilanını, başta gazeteci kökenli İzmir Milletvekili Atilla Sertel ve diğer CHP’li belediyelerle ilgili haberlerle dolu olduğunu gördüğümde daha da üzüldüm.

UĞUR DÜNDAR KARŞISINDA SAYGIYLA EĞİLİYORUM

Ama olsun. Kilometrelerce yoldan gelipte, hüznü ve sevinci, üzüntü ve gururu yaşadığım için, Gazeteci Gökmen Ulu başta olmak üzere, bu belgeselde emeği geçenleri kutluyorum. Tüm gazetecilerin örnek alması gereken, duayen gazeteci Uğur Dündar’ın bu galasına katılmış olmanın haklı gururunu yaşadım. Taşrada çalışan biz gazeteci olarak, kendi deyimiyle ’hiçbir güç karşısında eğilmedim. Sadece halkın gerçekleri haber alma hakkı adına sizlerin karşısında eğildim’ diyen Uğur Dündar karşısında ben de saygımdan eğiliyorum…

UŞAK MEDYASI DA KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VERMELİ

Gelelim Uşak’a. Yıllardır bu mesleği yapan bir kişi olarak, Uşak’taki medya çalışanlarının içinde bulunduğu durumdan üzüldüğümü belirtmek isterim. Öncelikle bu mesleği seçen kişilerin kendilerine çeki düzen vermeleri ve gazetecilik etik ve kuralları içinde bu mesleğe sahip çıkmaları gerekiyor ki saygınlığımız artsın.

SAYGINLIĞIN YOKSA BÖYLE OLUR, ÖZÜR DAHİ DİLENMEZ

31 Mart yerel seçimlerinde Uşak Belediye Başkanı seçilen sayın Mehmet Çakın’ı elbetteki kutlamam gerek. Bu kadar yolsuzluğun ve dedikodunun yayıldığı bir seçim atmosferinde yarışı, hem de Ak Parti içindeki İrlandalılar’a karşın kazanması büyük bir başarı.

Seçim sonrası Uşak’taki medya çalışanlarıyla bir toplantı gerçekleştirildi. AKM’deki toplantıya Başkan Çakın 45 dakika geç gelmesine karşın sözlerine özür dileyerek başlamadı. Öncelikle bunu yadırgadığımı belirtmek isterim.

Vücut dilinden anladığım kadarıyla yorgun ve pişman bir görüntü verdi. Kolay değildi elbette. Başarılı bir iş hayatının ardından gelen Ak Parti İl başkanlığı ve hemen ardından da belediye başkanlığı. Koltuğa oturur oturmaz haklı olarak eski başkan Cahan’ın ekibini dağıttı ve kendi ekibini oluşturdu. Elbetteki kendi takdiri. İyi hoş da Özel Kalem Müdürlüğü’ne getirilen eski basın müdürünün ne gibi bir yeteneği var veya nereden torpilli bilmiyorum ama, basın müdürlüğü döneminde kendisini hiç görmedik, tanışmadık. Umarım yerine getirilecek basın müdürü liyakatlı birisi olur. Kimine göre 20, kimisine göre 30 kişinin çalıştığı basın müdürlüğünün kökten değişimden geçirilmesi gerekli.

Eski Başkan Cahan, kendi basınını oluşturmak için milyonları harcadı. Faturalar havada uçuştu.Bu yanlışa da düşülmemesi gerekiyor… Gördüğümkadarıyla sayın Çakın, son derece başarılı, dürüst ve kararlı birisi. Umarım eski yönetimin düştüğü yanlışlığa düşmez ve başarılı olur. Bir dahaki dönem de de aday gösterilme şansı yakalar…