Yakın tarihimizin, dünya ekonomilerini, insanları, sosya-kültürel yapıları derinden etkileyen, değiştiren, bunları ilgilendiren ve etkileyen savaşları bir hatırlayalım.

            I. Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914 tarihinde başlayıp 11 Kasım 1918 tarihinde sona eren Avrupa merkezli, orta doğuyu, Kuzey Afrika’yı da kapsayan küresel bir savaştır.

            II. Dünya Savaşı ise 1939 dan,1945 e kadar devam etmişti. I. Dünya savaşına katılan kıtalara ilaveten Asya’nın pasifik bölgesini de dâhil olmuştu. ABD, hem pasifikte hem de son dakikada Avrupa da ki savaşa dâhil olmuş ama I. Dünya savaşında olduğu gibi II. Dünya savaşı da kendi topraklarında yaşanmamıştı. Buna rağmen ABD ne hikmetse Her savaştan en az masrafla en karlı çıkan devlet olmuştu. Daha sonra II. Dünya savaşı paylaşımlarından daha fazla pay almak isteyen Başta ABD ve İngiltere olmak üzere, Rusya, Dünya savaşını ülkeler arası ve Ülke iç savaşları ile elde etmeye dünyanın her yanını kanatmaya devam ettiler.

            Bunun başlıca nedenleri; İngiltere 1970 li yıllarda dünyanın en büyük ekonomisi olma unvanını ABD ye kaptırdı. Bunun nedeni; İngiltere, I. dünya savaşı sonrası, Rus çarlığının( İmparatorluğunun),  Osmanlı İmparatorluğunun, Macar Alman İmparatorluklarının I. Dünya savaşı sonrası tarih sahnesinden çekilmesinden sonra, Japonya ile birlikte sadece ikisi imparatorluk olarak kalmıştı. II. dünya savaşından sonra da, Japon imparatorluğunun sembolik kalkması ile dünyada tek imparatorluk olarak kalmıştı. II. Dünya savaşı sonrası İngiltere sömürgelerini kontrol etme, pazarlarını elde tutma ve Ortadoğu da I. Dünya savaşı öncesi ve sonrası verdiği emeklerinin karşılığını alma mücadelesi verirken, ABD, I. Dünya savaşı öncesi dünyada ki önemli tüm ülkelerin İnsan ve coğrafyasını inceleme ve buna göre politikalar geliştirmeye başladı. II. Dünya savaşına tüm ülkelerin ve ordularının yorgun olduğu bir zamanda ortaya çıkarak en az masraf ve İnsan kaybıyla galipler masasına oturdu. Savaş sonrası tüm pazarlıkları ve Savaş sonrası Kurulan tüm millet cemiyetlerini kendi sanayi ve sermayesinin koruyacak ve geliştirecek, tüm dünyayı kendi pazarı haline getirecek şekilde dizayn edilmesini sağladı.

           Bu devletlerin II. Dünya savaşından sonra, dünyayı karıştırmaları ve Pastalarını büyütmek için çıkardıkları savaş ve karışıklıkların ilk akla gelenlerine bir bakalım;

              Kuzey Kore ile Güney Kore arasında 1950 yılında başlayan Kore Savaşı, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri'nin de dâhil olması ile uluslararası bir boyuta geçmiş ve 1953 tarihinde imzalanan Kore Ateşkes Antlaşması ile sona ermişti.

          ABD- Vietnam savaşı ise 1 Kasım 1955 da başlamış, 30 Nisan 1975 tarihinde sona ermişti.

           Altı Günün Savaşı , Haziran Savaşı, gibi isimlerle anılan Arap- İsrail savaşı 5 Haziran 1967 Pazartesi günü, İsrail’in, Mısır, Ürdün ve Suriye ile başlayan 6 gün savaşına,  Arap İttifakı olarak, Irak, Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir’inde asker ve silah yardımı ile Arap- İsrail savaşına dönüşmüştü.

           4 Mayıs 1980 tarihinde Titov’un ölümünden onbir yıl sonra, 1991 yılında Slovenya ve Hırvatistan'ın bağımsızlığını ilan etmesiyle başlayan Yugoslavya iç savaşı 1992 yılında Bosna-Hersek'e de sıçrayarak, yaklaşık 4 yıl sürmüş 1996 yılında sona ermişti.

            Yakın tarihimizdeki dünya savaşlarının, eski dünya devletleri savaşlarından ayıran en büyük özellik eski dünya devletlerinde savaşların çıkmasında birçok neden varken yakın tarih savaşlarının hepsinde, ekonomik nedenler yatmaktadır. Eski dünya savaşlarında Hazinesi dolu olan ülkeler hedef alınırken, yakın tarih savaşlarında üretim girdilerinin kaynaklarını veya ülke pazarlarını ele geçirme gibi nedenlerle çok uluslu sermaye ve şirketlerin iştahını kabartan ülkeler hedef gösterilmekte sonuçta ortaya ülkeler savaşları, taşeron terör örgütleri ile ülke iç savaşları şeklinde savaşlar sürüklenmektedir.

                 Gelelim bu günlere, 2014 yılından beri devam eden Rusya, Ukrayna gerginliği, 24 Şubat 2022 de tam bir savaşa dönüştü, AB ülkeleri, başta İngiltere olmak üzere ABD ile birlikte bu savaşı sonlandırmaya çalışmak yerine yangına körükle giderek savaşın bu güne kadar sürmesini sağladılar. Ayni İslam coğrafyasında, Ortadoğu da olduğu gibi olduğu gibi sivil kayıplara, yetimlere, insan göçlerine, ülkelerin eğitimini durdurmalarına, İnsanların psikolojilerinde kalıcı hasarlar açarak devam ettiler.

            Orta doğuda ve kuzey Afrika’da, emperyalist ülkelere göre Arap baharı, gerçekler ortaya çıktından sonra ne olduğu anlaşılan Arap baharatı sırası ve sonrasında milyonlarca insan öldü, Milyonlarca insan verinden yurdundan edildi, Milyonlarca insanın akıbeti hakkında ise her hangi bir bilgi alınamaz oldu. Irak körfez savaşı, Suriye savaşı, Libya iç savaşı sırasında insanlar cehennem hayatı yaşadı. Sanki burada ölen ve hayatı sönenler insan değilmiş gibi bu insanlar için dünya sözüm ona İnsan hakları koruyucu yapılar sadece Rus- Ukrayna savaşına ilgi ve savaşın durması için dünya kamuoyunda dikkat çekecek protestolar yaptılar, Rusya ya yaptırım uyguladılar. Orta doğuda ölen ve kayıp olan milyonlarca insanı görmezden geldiler. Hâlbuki Sözüm ona bu ülke ve yapılar, 17 391 kişinin ölü ve kayıp olduğu, Rusya nın 1 Aralık 1994 de başlattığı Rus-Çeçenistan savaşında Rusya ya her hangi bir yaptırım uygulamadılar.

          Rus- Ukrayna savaşı Ukrayna’yı destekleyen AB ve ABD başarısızlıklarını dünyadan ve kendi kamuoylarından gizlemek için her zaman sıkıştıklarında kullandıkları İsrail- Filistin çatışmasını, İsrail- Hamas çatışması yolu ile Gazze’de İsrail’in, Uluslar Arası Adalet Divanında soy kırımdan yargılanmasına sebep olan katliamları yaptırdılar.

         Bir koyundan iki post çıkarmaya alışmış bu devletler ve bunların koruduğu yapılar dünyaya olayı İsrail’in, Hamas saldırısına tepki veriyor hissi verdirerek amaçlarının her konuda zengin Akdeniz’in paylaşımında Hamasın veya beraberce kuracakları Filistin devletinin Akdeniz ile olan kıyısını yok etmek olduğunu dünya kamuoyundan gizlediler. Çünkü Gazze, Akdeniz’e 40 kilometre kıyı şeridine sahip bir yerleşkedir. Halen bir devlet olarak tanınmayan neredeyse nüfusunun tamamı Filistin halklarından oluşan bir yerleşkedir. Akdeniz’in kıta sahanlığı konusunda ve yenilerde dünyaya açıklanan Akdeniz gazından pay olacak bir ülke olması nedeni ile Gazze’yi  Akdeniz konusunda pazarlıklara dahil olmasına engel olmak için bu kıyı şeridini İsrail’e kazandırma ve sonrasında da bundan kendilerinin yararlanmalarını sağlamak için çıkardıkları bir savaştır.

        Bu soy kırıma kadar varan katliamlarda İsrail bir maşadır, maşayı tutanlar İngiltere, ABD, AB dir. Bu devletler az evvel yazdığım gibi Rus-Ukrayna savaşındaki başarısızlıklarını da kendi kamuoylarından gizlemek için Hamas- İsrail savaşını çıkarmışlar ama başarısızlıklarını başarıya dönüştürelim derken yaşananlar soykırıma dönüşmüş çatışmalarda beklenen sonuçları alamamışlar bu güne kadar dünyada yaptıkları şeylerin üstüne tüy dikmişlerdir.