Osmanlı döneminin renkli simalarından biri olan Bekrî Mustafa, sadece mizahi yönüyle değil, aynı zamanda cesur duruşuyla da tarihe damga vurmuş bir hafız ve fıkra ustasıdır. İstanbul'un sokaklarında dolaşırken halkın günlük yaşamından ilham alan eserleriyle tanınan Bekrî Mustafa, özellikle IV. Murad dönemindeki cesur eleştirileriyle dikkat çeker. Mizahi diliyle o dönemin siyasi ve sosyal gerçeklerine ışık tutan Bekrî Mustafa'nın hayatı, hem eğlenceli hem de düşündürücü bir yolculuğa davet ediyor bizi.

Bekrî Mustafa Kimdir?

Osmanlı döneminin mizah dünyasına yön veren önemli isimlerinden biri olan Bekrî Mustafa, 1539 yılında Kadırga'da doğmuş ve muhtemelen 1600'lü yılların başında yaşamını yitirmiştir. İstanbul'un sokaklarında halkın günlük yaşamından esinlenerek fıkralar yazan Bekrî Mustafa, içki kültürünün etkisi altında yetişmiş ve "Bekri" lakabıyla tanınmıştır. Bekrî Mustafa'nın fıkraları, döneminin siyasi ve sosyal atmosferine ışık tutar. Özellikle IV. Murad döneminde yazdığı fıkralar, otoriteyi mizahi bir şekilde eleştirir. IV. Murad'ın içkiyi yasaklaması üzerine yazdığı ünlü fıkra, onun cesur ve mizahi tavrını yansıtmıştır.

Nasreddin Hoca gibi, Bekrî Mustafa da zamanla halk arasında efsaneleşmiş bir figür haline gelmiştir. Onun fıkraları, sadece eğlenceli değil, aynı zamanda toplumsal eleştiriler içerir. Bekrî Mustafa, içki kültürünü ve Bektaşi geleneğini mizahi bir dille işler, böylece güldürürken düşündürür. Bekrî Mustafa'nın unutulmaz anılarından biri, IV. Murad ile aralarında geçen diyalogtur. Bir gün padişah, tebdil-i kıyafetle İstanbul sokaklarını dolaşırken Bekrî'nin sandalına binmiş ve içki istemiştir. Bekrî'nin cesur ve mizahi tavırları, bu anıyı ölümsüz kılmıştır.

Editör: Haber Merkezi