Profesör Claverie, donmuş toprakların soğuk, karanlık ve oksijensiz olmasının, biyolojik materyallerin mükemmel bir şekilde korunmasına olanak sağladığını belirtti. Claverie, bu mikropların uzun yıllardır donmuş toprakta gömülü olmalarına rağmen hala enfekte edici olabildiklerini ifade ederek, "Artık somut bir tehditle karşı karşıyayız ve bununla başa çıkmak için hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bu kadar basit." dedi.

Bilim insanları, donmuş toprağın en derin katmanlarının, bir milyon yıl öncesine kadar Dünya'da yaşamış olan virüsleri muhafaza ettiğine inanıyor. Bu durum, modern insanların tarih öncesi istilacılara karşı doğal bir bağışıklığa sahip olmasını zorlaştırabilir. Claverie, bu virüslerin insan bağışıklık sistemine daha önce hiç maruz kalmamış olabileceği ve bu nedenle ciddi bir tehdit oluşturabileceği uyarısında bulundu.

Rotterdam'daki Erasmus Tıp Merkezi'nden virolog Marion Koopmans da benzer bir uyarıda bulunarak, "Donmuş topraklarda hangi virüslerin yattığını bilmiyoruz ancak bunların yeni salgınları tetikleyebileceğine inanıyorum. Bu gerçek bir risk." dedi.

Bu gelişme, bilim dünyasında antik patojenlerin modern dünyaya yayılma riskini artırdığı ve bu tür salgınlarla mücadele etmenin zorluğunu vurguluyor. Bilim insanları, olası bir tehdide karşı etkili bir strateji geliştirmek için daha fazla araştırma ve hazırlık yapılması gerektiğini belirtiyor.