Kızılağaç Mahallesi'nde yaşamını sürdüren iki çocuk annesi Duran ve işçi emeklisi eşi, oğullarını 2008'de evlendirdi. Çiftin bu evlilikten bir kız çocuğu dünyaya geldi, çocuğa babaanne 'Gülsiye'nin adı verildi.

Gülsiye, serebral palsili (beyin felci-beyin hasarı) olarak doğdu. Bir süre sonra aralarında anlaşmazlık yaşayan çift ise yaklaşık 13 yıl önce boşandı. Anne başka bir ilde yaşamını sürdürürken, yatağa bağımlı çocuğun bakımını ise babaannesi üstlendi.

Çocuğu benimseyen babaanne Gülsiye Duran, hiç bıkmadan yaklaşık 11 yıldır torununu hafta içi her gün, evden tekerlekli sandalyeyle çıkartıp, gelişmesi ve iyi vakit geçirmesi için iki ayrı engelliler okuluna götürüyor.

Sürekli torununu taşımak zorunda kaldığı için bel ve boyun fıtığı rahatsızlıkları yaşamaya başlayan Duran, bir süre önce boynundan ameliyat oldu. Tedavi süreci devam eden Duran, felç kalma riski nedeniyle belinden de ameliyat olacak.

Gülsiye Duran, yaptığı açıklamada, bu süreçte kendisinin ihtiyarladığını, torununun ise büyüdüğünü söyledi.

Okulla ev arasında gidip geldiklerini, başka da özel bir hayatının olmadığını ifade eden Duran, 'Çocuğun her ihtiyacını ben karşılıyorum. Biraz kızım ve eşim de destek oluyor ancak Gülsiye en çok bana bağlı. Sağlık sorunları yaşadım. 2,5 ay önce fıtık nedeniyle boyun ameliyatı oldum. Hep ağır kaldırmaktan bel fıtığım da arttı. Hayatım çok zorlaştı. Kolumdaki güçsüzlük nedeniyle mecburen ameliyat olmak zorunda kaldım.' dedi.

Kendisinin ameliyat olduğu süreçte torununun da psikolojisinin altüst olduğunu belirten Duran, torununun bir hafta üzüntüden yemek yemediğini, ameliyatlı olmasına rağmen boyunluk takarak ona yemek yedirdiğini ifade etti.

Duran, sağlık sorunları nedeniyle okula götüremediği torununun devamsızlık nedeniyle sınıfta kalmayla karşı karşıya olduğunu, bunun da kendisini çok üzdüğünü dile getirerek, servis araçlarının engelli çocuklara göre yapılmasını talep etti.

- 'Gülsiye artık benim üçüncü çocuğum oldu'

Üç aydan bu yana torununu fizik tedaviye götüremediğini anlatan Duran, şöyle konuştu:

'Yollarda yapılan kazılar nedeniyle torunumun engelli aracını kullanamıyorum. Sırtımda da taşıyamadığım için fizik tedaviye götüremiyorum. Bunun üzüntüsünü yaşıyorum. Gülsiye artık benim üçüncü çocuğum oldu. Benim artık iki kızım, bir oğlum var. Gülsiye, diğer kızımdan ayrı değil. Canım acıyor ama doktora gittiğimde, 'hocam benim engelli çocuğum var, beni iyileştir o yalnız kalmasın' diyorum. Ameliyat masasına giderken narkoz alırken bile bunu söyledim. O hiç aklımdan çıkmaz ki. Ben olmasaydım çocuğumun hali ne olacaktı? Bakımı çok zor ama Allah dayanma gücünü, sabrını veriyor. Onun yüzü güldüğü zaman benim bütün yorgunluğum, bütün acılarım geçiyor. O yemek yediği zaman ben yemesem de karnım tok oluyor ama o yemediği zaman çok üzülüyorum. Kendi sağlık sorunumu unutuyorum. Yeter ki o iyi olsun.'

Torunu için fizik tedavi desteği isteyen babaanne Duran, torununa tam olarak yetemediğini düşünerek duygusal anlar yaşadı.

Televizyoncu Acun Ilıcalı'ya çok ulaşmak istediğini belirten babaanne Duran, torununun Survivor programını çok sevdiğini, sabah akşam bu programı izleyince çok mutlu olduğunu ifade etti.

Kaynak: AA