Algoloji Uzm. Dr. Mustafa Eser, 2025 Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi kadrosuna katılarak görevine başladı.

2008 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olan Uzm. Dr. Mustafa ESER, tıp eğitiminden bu yana sağlık alanında farklı branşlarda önemli görevler üstlendi.

2008-2011 yılları arasında İstanbul Gaziosmanpaşa Bağlarbaşı Aile Sağlığı Merkezi’nde pratisyen hekim olarak çalışan Dr. ESER, ardından 2011-2016 yılları arasında Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Nöroloji ihtisasını tamamladı. Mecburi hizmetini ise 2016-2017 yıllarında Bingöl Devlet Hastanesi’nde gerçekleştirdi.

2019-2021 yılları arasında Adana Seyhan Devlet Hastanesi’nde görev yapan Dr. ESER, 2021-2023 yıllarında İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi Yoğun Bakım Kliniği’nde çalışmalarına devam etti. Sonrasında 2023-2025 yılları arasında Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde Algoloji (Ağrı Bilimi) ihtisasını tamamlayarak uzmanlık alanında yetkinliğini pekiştirdi.

ALGOLOJİ

Uzun süren kronikleşmiş ağrı şikâyetleri hayat kalitesini olumsuz yönde etkileyen, sosyal ve psikolojik problemleri de beraberinde getiren önemli bir sağlık sorunudur. Uzamış ve kronikleşmiş ağrı nedeniyle sıkıntı çeken hastalar, sağlık kuruluşlarında bulunan ağrı polikliniklerine ‌Algoloji başvurarak tedavi olabilirler. ‌Algoloji uzmanları, ağrı kaynağı olabilecek nedenleri çeşitli tanı yöntemleri kullanarak araştırıp ortaya koyan, bu alanda uzmanlaşmış ‌hekimlerdir. Ağrının nedeni teşhis edildikten sonra ağrı kaynağı, hastaya en uygun ilaçlarla ve girişimsel yöntemlerle tedavi edilir. Ağrı tedavileri, multidisipliner bir yaklaşımla ele alınıp koordine edilmektedir.

‌Algoloji nedir?

‌Algoloji ya da ağrı bilimi, ağrının nedenlerini inceleyen ve kaynağını tanımlayarak tedavi etmeyi hedefleyen bir tıbbi disiplindir. ‌Algoloji daha çok kronik ağrılara yönelik uygulamalar yapar.

‌Algoloji ve Ağrı Kliniği’nde Bakılan Hastalık Grupları:

BAŞ VE YÜZ AĞRILARI

Baş ağrısı, en sık yaşanan şikâyetlerden biridir. Baş ve yüz ağrıları; ateşli enfeksiyonlar, sırt ağrısı ve baş dönmesi ile birlikte en sık doktora başvurma nedenlerindendir. Baş ve yüz ağrılarının sebeplerini teşhis etmek ve belirtileri tedavi etmek, tıbbi açıdan zordur. Çünkü Uluslararası Baş Ağrısı Topluluğu tarafından baş ağrısıyla ilgili 240 farklı neden tanımlanmıştır. En sık görülen kronik baş ve yüz ağrısı tipleri migren, gerilim tipi baş ağrısı, yüz nevraljisi (en sık olarak ‌trigeminal nevralji), omurga ile ilgili baş ağrısı şeklinde sıralanabilir.

BEL VE BACAK AĞRILARI

Kronik bel ve bacak ağrıları en az altı ay boyunca sırt veya bacakta ağrı olması durumudur. Ağrı genellikle belde algılanır; ancak uyluk, baldır ve ayak gibi başka bölgelere yayılabilir. Kronik bel ve bacak ağrılarının en önemli kaynağı omurga ve omurilikle ilgili sorunlardır. Bunlar siyatik, bel fıtığı ve disk dejenerasyonu gibi sorunlar olabilir.

BOYUN, OMUZ VE KOL AĞRILARI

Boyun, omuz ve kol ağrıları sıklıkla boyun fıtığı ya da boyun düzleşmesi gibi omurga ile ilişkili rahatsızlıklardan kaynaklanır. Boyun fıtığında omurilik ya da kola giden sinirlere bası olması sonucunda ağrılar ortaya çıkabilir. Bu ağrıların tedavisinde öncelikle ilaçlar ve fizik tedavi yöntemleri kullanılır. Fakat bazen uygulanan tedavilere rağmen ağrının giderilmesi mümkün olmaz. Bu durumda ‌algoloji bölümünden yardım alınabilir.

SIRT VE GÖĞÜS AĞRILARI

Sırt ağrısı toplumda sık rastlanılan bir şikâyettir. Çoğu insan için bu ağrı, ‌tolere edilebilir bir süre içerisinde dinlenme, fizyoterapi, tıbbi veya fiziksel tedaviler yoluyla kaybolur. Sırt ağrısı şikayeti olan hastaların çoğu, sadece kas ağrısından ‌muzdariptir. Fakat bazı hastalarda bağlar, omurga eklemleri, omurlar arasındaki diskler de işin içindedir. Bu durumda tedavisi zor kronik ağrılar görülebilir. Göğüs ağrıları, göğüs içi organ ağrılarının yansıması sonucu gelişebilir ve kalp, akciğer ya da ‌reflü kaynaklı olabilir. Kaslarından ya da kaburga sinirlerinin sıkışmasından kaynaklanan göğüs ağrıları da vardır.

KARIN VE KASIK AĞRILARI

Karın ve kasık bölgesinde geleneksel tedavilere yanıt vermeyen ağrı nedenlerinden bazıları, sinirlerin karın kasları içine sıkışması, sırt ve bel ağrılarından kaynaklanan yansıma ağrıları, karın içi organ ağrıları olabilir.

DAMAR TIKANIKLIĞINA BAĞLI AĞRILAR

Vücuttaki organlara akciğerlerde temizlenen oksijen açısından zengin kanı taşıyan damarlara atardamar denir. Şeker hastalığı, damar sertliği, hipertansiyon, ‌hiperkolesterolemi gibi hastalıklar nedeniyle tıkanan atardamarlar, ilgili organlara yeterli kan götürülemez. Atardamar tıkanıklığına bağlı ağrılar, tıkalı damarların yeterince oksijenlenememesi sonucu ortaya çıkar. Örneğin kalp damarı tıkanırsa göğüs ağrısı, bacağa giden damar tıkanırsa bacak ağrısı görülür.

ŞEKER HASTALIĞINA BAĞLI ‌NÖROPATİK AĞRILAR

Diyabet sadece kan damarlarına zarar vermekle kalmaz, sinir liflerine de saldırır. Tüm diyabet hastalarının yaklaşık üçte birinde sık sık kan şekeri seviyelerinin yükselmesi nedeniyle sinir hasarı gelişir. Bu, şeker hastalığının en sık görülen sekellerinden biridir ve çeşitli şikâyetlere neden olur. Sinir hasarını iyileştirmek her zaman mümkün olmasa da gelişen ‌nöropatik (sinir kaynaklı) ağrıları büyük ölçüde ortadan kaldıran tedavi seçenekleri mevcuttur. ‌Nöropatik ağrılar oldukça şiddetli ağrılardır ve bazı durumlarda morfine dahi cevap vermeyebilir. Bu durumda girişimsel ağrı tedavi yöntemleri devreye girer.

KANSER AĞRILARI

Kanser ağrıları özellikle son dönem kanser hastaları için yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen çok önemli bir sağlık sorunudur. Bu nedenle, onkoloji ve ‌algoloji uzmanlarına önemli görevler düşer. Hedef; kötü huylu bir kanser durumunda, hastanın yaşam kalitesini mümkün olan en uzun süre iyi bir düzeyde tutmaktır. Bu hastalarda genellikle iyi kalitede bir ağrı kontrolü sadece morfin türevleriyle ‌(opioidler) mümkündür. ‌Opioidlerin uygun doz ve aralıklarla kullanımıyla ağrı kontrol altına alınabilir. Bu da alanında tecrübeli ‌algoloji ve onkoloji uzmanlarının yardımıyla mümkün olacaktır.

NEDENİ BİLİNMEYEN AĞRILAR

Kronik ve geçmeyen ağrı şikâyeti olan bazı hastalarda ağrının nedenini saptamak zor olabilir. Böyle durumlarda girişimsel yöntemler kullanarak ağrının hangi sinirlerden kaynaklandığını tespit etmek mümkündür. Görüntüleme yöntemleri eşliğinde olası sinir sistemi bölgesine ‌kateter yerleştirerek verilen ilaçlarla ağrı kaynağı saptanabilir.

Muhabir: Arif Karakuvat