TBMM Maden Komisyonu raporu henüz açıklanmadan önce çıkan bu karar, madeni yeniden yargı sürecine soktu.
AİHM kararını değerlendiren davacılardan eğitimci-yazar Muammer Sakaryalı, kararın doğru olduğunu belirtti. Kamuoyunda “cehennem çukuru” olarak bilinen ve Kanadalı bir şirket tarafından işletilen maden, çevreye verdiği zararlar nedeniyle yeniden yargılanacak.
Sakaryalı, yaşanan çevre tahribatına dikkat çekerek, şirketin 2003 yılında başladığı çalışmalarla 750 hektarlık alanı tahrip ettiğini ve dev bir çukur oluşturduğunu vurguladı.
- Madenin kapasitesi arttı, on binlerde ton siyanür kullanıldı
Madene karşı yaşam savunucuları tarafından yapılan tüm itirazlara rağmen, madenin kapasitesi her yıl daha da arttı. Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük altın madeni olan Kışladağ’da bugüne kadar on binlerce ton siyanür kullanıldı.
İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine, Oya Otyıldız, Ertuğrul Barka, Mustafa Sakaryalı, Muammer Sakaryalı ve Ömer Turgut Erlat’ın avukatı Arif Ali Cangı aracılığıyla AİHM’e taşıdığı davada, mahkeme çevre lehine bir karar verdi. AİHM, davacıların bilirkişilere soru yöneltememesi ve belgelerin kendilerine iletilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Bu karar, 8 Nisan 2024’te kesinleşti ve yargılama süreci yeniden başlayacak.
- İliç fekaleti hatırlatıldı
Davacıların avukatı Arif Ali Cangı, Erzincan-İliç’teki altın madeninde yaşanan çevre felaketini hatırlatarak, Manisa 1. İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma talebiyle başvurdu. Cangı, Kışladağ Altın Madeni’nde de benzer bir çevre felaketinin yaşanabileceğine dikkat çekti.
AİHM kararını değerlendiren Muammer Sakaryalı, madene karşı başlattıkları mücadelenin haklılığının bir kez daha ortaya çıktığını belirtti. Çevre köylerde suların azaldığını, zehirlendiğini ve siyanür oranlarının arttığını ifade eden Sakaryalı, Kışladağ Altın Madeni’ne karşı mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.