Platform temsilcileri Mimarlar Odasında bir araya gelerek, Bir “altın madeni” şirketi, ÇED dosyasını reddetti diye Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’na dava açtığını ifade etti. Platformda bulunan Uşak Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Veterinerler Odası, Kent Konseyi, Uşak Barosu, Çevre Gönülleri Derneği, TEMA Vakfı temsilcilerinin katıldığı toplantıda Murat Dağını savunan basın açıklamasını gerçekleştirdi.
Maden Devlete Dava açtı
Bir “altın madeni” şirketi, ÇED dosyasını reddetti diye Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’na dava açtı. Bu, çok ciddiye alınması gereken bir cüret olduğunun altını çizen Platform sözcüsü Funda Öz Akcura. “Çünkü açılması durumunda çoğunluk hissesi yabancılara satılacak olan bir maden şirketi, “topraklarında altın madeni açmamı nasıl engellersin” diye, Türkiye Cumhuriyeti devletine ve bölge halkına kafa tutuyor! Bu, asla kabul edilemez. Bugüne kadar Murat Dağı mücadelesi, “su” mücadelesiydi. Bugünden itibaren aynı zamanda beka ve bağımsızlık mücadelesi artık. Murat Dağı sürecini kısaca özetlemek gerekirse: Anadolu Export, suyumuzun kaynağı Murat Dağı’nda altın madeni açmak için 2016’da hazırlamaya başladığı ÇED dosyasını 2019’da Bakanlık’a sundu. Bakanlığın onaylaması üzerine, başta Uşak Belediyesi olmak üzere belediyeler, köyler, sivil toplum kuruluşları ve halk 60 dava açtı ve 2020’de altın madeni açılmadan kapatıldı. Aynı şirket 2022’de yeniden başvuruda bulundu ve bu kez Bakanlık 2023 yılında ÇED dosyasını reddetti. 6 Mayıs pazartesi günü Anadolu Export’un, maden açmaya çalıştığı sahada yapılan Bilirkişi keşfi üzerine, 2023’te reddedilen ÇED dosyası nedeniyle Bakanlık’a dava açtığını öğrendik. Maden şirketi, Murat Dağı üzerinden Türkiye Cumhuriyeti’ne kafa tutarken, çok önemli bir itirafta bulundu: Suyun yok olacaksa, çiftçin susuzluktan mahsul alamayacaksa, hayvancılığın bitecekse, sanayicin üretim yapamayacaksa, halkın susuzluk ve açlıktan kırılacaksa; gencecik fidanlar kanserden toprağa girecekse, bebekler anne karnında sakat kalacaksa; ben istediğimi aldıktan sonra Murat Dağı, Erzincan İliç’e dönecekse, bana ne; yeter ki ben o altını çıkarayım, ülkeme götüreyim” dedi.
Zaten Su Fakiri Ülkeyiz
Türki’nein genel olarak su fakiri bir ülke olduğunun altını çizen Öz Akcura, “Anadolu Export, Murat Dağı altın madeni ÇED dosyasını reddetti diye Bakanlığa dava açarken tam da bunları kastetti. Biz su fakiri bir ülkeyiz. Yıllık ortalama yağış, dünya ortalamasının çok çok altında. Çünkü Türkiye, aşırı sıcaklıklara sahip “yarı kurak” bir bölgede yer alıyor. Uluslararası kriterlere göre bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için, kişi başına en az 5 bin m3 su potansiyeli olmak zorunda. Oysa 2023’te ülkemizin su potansiyeli kişi başı yıllık 1.120 m3’e düştü. Geçmiş yıllarla karşılaştıracak olursak eğer, bu oran 2015’te 1,422 m3, 2017’de 1,386 m3’tü. Ve bu yıl, yani 2024 şubat ayı yağışı, ülke genelinde son 30 yıla göre yüzde 42 azaldı. Bu oran Ege bölgesi için yüzde 62 olarak saptandı.
İklim değişiyor.
Bu yıl Murat Dağı’na ve şehre ne yağmur ne de kar yağdı. Kayak merkezinde şubat ayında tişörtle gezdik. Comburt ovasının tarımsal su ihtiyacı ile Uşak ve Banaz’ın içme suyunu karşılayan Küçükler Göleti ve Çokrağan suyu artık ihtiyaca karşılık veremiyor. Çiftçiler kuraklık yüzünden tarlasını işleyemez hale geldi. 2014 yılında Dünya Ekonomi Forumu’nda sunulan Risk Raporuna göre dünyayı bekleyen en önemli üç riskten biri su kıtlığı. Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın 2010’da hazırladığı Yaşayan Gezegen Raporu’na göre 2007 yılı itibarıyla, 1,8 milyar insan internet erişimine sahipken, 1 milyar insan içme suyuna erişimden yoksun. 2050’de, dünya nüfusunun %40’ından fazlasının susuzluktan kırılması öngörülüyor. Sadece bizim için değil, tüm dünya için su bu kadar değerliyken, Murat Dağı’nda suyu yok edip altın çıkaracağım diyen bir şirketin aymazlığına sessiz kalınamaz.
Dün itibarıyla Kütahya Gediz Belediyesi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi, Gediz ve Banaz’ın onlarca köyü, maden şirketine karşı Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı’nın yanında müdahil olacaklarını açıkladı.
Uşak Belediyesi’nin üzerine düşeni fazlasıyla yapacağından ise adımız gibi eminiz. 13 Mayıs Pazartesi günü köy muhtarlarımız ile Belediye Başkanı Özkan Yalım ile görüşüp durumu anlatacağız. Her ne kadar maden şirketlerine göre “bir avuç kaya” görünse de Murat Dağı bizim için “su ve hayat” demektir. Geçmişte nasıl savunduysak bugün de aynısını yapacağız. Bu nedenle: Tüm halkımızı, sivil toplum kuruluşlarını, meslek örgütlerini, üretici birliklerini, köylerimizi ve siyasi partileri; madenci şirkete karşı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yanında müdahil olmaya ve Dağımız özelinde “SU VE HAYAT” için mücadeleye çağırıyoruz” dedi.