Uşak Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erkan Güvenç açıklamasında şu cümlelere yer verdi, “Uluslararası Çocukluk Çağı Kanserleri Günü olan 15 Şubat’ta çocukluk çağı kanserleri hakkında farkındalık yaratmak, kanserli çocuklar ve ergenlere, hastalık sonrası hayatta kalanlara ve ailelerine destek sağlamak için küresel bir iş birliği kampanyası yürütülmektedir.Dünya çapında bulaşıcı hastalıklara bağlı çocukluk ölümleri önemli ölçüde azalırken, çocukluk çağı kanserlerine bağlı ölümler artıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) verilerine göre; Ülkemizde bir yıl içerisinde 0-19 yaş grubu yaklaşık 4.700 yeni kanser tanısı almaktadır. Çocukluk çağı kanserlerinin %30’unu lösemiler (kan kanserleri), kalan %70’ini de lenfoma ve solid tümörler (organ ve çeşitli dokulardan gelişen kanserler) oluşturmaktadır. Sık görülen diğer bir tür ise %20 oranı ile merkezi sinir sistemi tümörleridir.

Tanı

Çocukluk çağı kanserlerinin neden sonuç ilişkisi erişkinlerde görülen kanserler kadar net değildir ve bilinen bir tarama programı yoktur. Bugüne kadar çocukluk çağı kanserleri için sadece birkaç kesin risk faktörü tanımlanmıştır. Karsinojenitesi bilinen risk faktörlerinden biri iyonlaştırıcı radyasyondur. İyonize radyasyonun lösemi ve tiroid kanser riskini arttırdığıyapılan birçok çalışma ile ortaya konmuştur. Olası diğer risk faktörleri arasında; genetik yatkınlık, genetiğe dayalı bireysel duyarlılık, bazı virüslere maruziyet (Epstein-Barr, Hepatit B, İnsan Herpes ve HIV viruslarıgibi) yer almaktadır.

Erken belirtiler genellikle çok daha yaygın hastalıkların veya yaralanmaların neden olduğu belirtilere benzer olduğundan çocuklardaki kanserleri hemen fark etmek zor olabilir. Yine de birçok çocukluk çağı kanseri, şikayetler ve belirtiler nedeni ile başvurulan bir doktor ya da ebeveynler tarafından erken dönemde tespit edilir. Çocuklarda kanser yaygın olmamakla birlikte, geçmeyen olağan dışı belirti veya semptomların varlığında bir sağlık kuruluşuna başvurmak doğru olacaktır. 

Çocukluk çağı kanserlerini erken saptamanın en iyi yolu, söz konusu hastalığın olası belirtilerini gözden kaçırmamaktır. Dolayısıyla ebeveynlerin farkındalığının artması hayat kurtarıcı rol oynamaktadır. Çocukluk çağı kanserlerinin en sık başvuru bulgularının, hastayı ilk gören hekim tarafından bilinir olması hastanın vakit kaybetmeden tanı ve tedaviye ulaşmasını sağlamada en önemli faktördür.

Erken teşhis edildiğinde, çocukluk çağı kanserlerinin etkili tedaviye yanıt verme olasılığı daha yüksektir ve daha yüksek hayatta kalma olasılığı, daha az acı çekme ve genellikle daha az pahalı ve daha az yoğun tedavi ile sonuçlanır.

Kanser şüphesi sonrasında yapılacak testler ile tanı netleştirilebilir. Ardından kemik iliği aspirasyonu, doku biyopsisi, özel kan testleri, görüntüleme tetkikleri ve genetik testler yapılabilir.

Tedavi

Günümüzde çocukluk çağı kanserlerinde, çoklu tedavi yöntemleri ile iyileşme oranı %80civarına ulaşsa da bu rakam, mevcut kanserlerinfarklı biyolojik alt tipleri olması nedeniyle %10 ile %90 arasında çok büyük fark gösteren sonuçları maskelemektedir.Hastalık, ülkemizde de başarı ile tedavi edilmekte olup tedavi başarısı diğer dünya ülkelerinden farklılık göstermemektedir.  Lösemi türü kanserlerde genellikle kemoterapi ile tedavi edilmektedir. Doku ve organ kanserlerinde ise gerek kemoterapi, gerekse cerrahi tedavi seçenekleri uygulanabilmektedir. Gerekli olduğu durumlarda kemik iliği nakli, radyoterapi gibi tedaviler de kullanılmaktadır.

Önleme

Çocukluk çağı kanserlerinin, yaşam tarzı ve çevre ile ilgili olası sebepleri çok azdır. Bu nedenle çoğu durumda anne-baba ve çocukların bu kanserleri önlemek için bireysel bazda bir şey yapması gerekmemektedir. Bununla birlikte, çevresel risk faktörü olarak radyasyona ve bazı kimyasallara maruz kalmanın çocukluk çağı kanser riskini artırabildiği bilinmektedir. Bazı çalışmalarda çocukluk çağı kanserlerinden lösemi ile hamilelik sırasında veya erken çocukluk döneminde hane halkı pestisit maruziyeti arası ilişki çalışılmışsa da olası bir bağlantıdan söz edebilmek için daha ileri araştırmalara ihtiyaç olduğu belirtilmiştir” diye konuştu.

Editör: Öyküm Yavuz