11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü dolayısıyla düzenlenen etkinliğe, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürü Arslan Narin, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Kızıroğlu, Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü yetkilileri ile yerel yöneticiler katıldı.
Narin, etkinlikte gazetecilere yaptığı açıklamada, Hüsamlar rehabilitasyon sahasında doğaya geri kazanımın mümkün olduğunun bir örneğini yaşadıklarını söyledi.
Bölgenin daha önce kömür çıkartılan bir alan olduğunu belirten Narin, şöyle devam etti:
'Buranın zeytin ağaçlarıyla ağaçlandırıldığını görüyoruz. Bugün buradaki rehabilitasyon faaliyetine destek vermek adına, ağaç dikim törenine katıldık. Burada bir örnek de veriyoruz. Arkamızdaki zeytin ağacı arkadaşların söylediğine göre 300 yıllık bir ağaç. Bu ağaç bugün yeni yerine 'sembol ağaç' olarak dikildi. Zeytin ağaçlarının her yaşta, her durumda, her koşulda taşınabileceğini, yeni yerinde de yaşayabileceğini, gelecek yılki süreçte görmek açısından örneğini görüyoruz.'
Narin, madencilik faaliyetlerinde önce insan, sonra çevre, ardından da katma değerli madencilik ilkesi doğrultusunda çalıştıklarını vurguladı.
Yeniköy Kemerköy Enerji Genel Müdür Yardımcısı Burak Işık da son 3 yıldır yaptıkları dikimlerle 576 hektarlık alanı doğaya kazandırdıklarını belirtti.
'Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek seferde yapılan en büyük maden rehabilitasyonunu yaptık.' diyen Işık, şöyle devam etti:
'Buranın vatandaşların gelip dinlenebileceği ve mesire alanı olarak kullanabileceği yerlerden bir tanesi olmasını hedefliyoruz. Geçen eylülde taşıdığımız 151 zeytin ağacından hasat gerçekleştirdik. Hüsamlar eski maden sahasına 300 yıllık zeytin ağacını da diktik.'
Zeytin taşıma uygulaması, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya liderliğinde yürütüldü. Her ağacın GPS koordinatı, kök ve gövde çapı, sağlık durumu, budama şekli ve görsel kayıtları dijital arşive işlendi. Yaklaşık 250 bin fidanın dikildiği rehabilite edilen sahalarda zeytin, kızılçam, defne, keçiboynuzu ve lavanta gibi yerel türlerin yeniden hayat bulduğu belirtildi.
