İzmir Fen Lisesinden 3 öğrencinin sulak alanlarda kirlilik oluşmadan müdahale edilmesini amaçlayan uyarı cihazı projesi, ABD'nin Los Angeles kentinde düzenlenen yarışmada ikincilik ödülüne layık görüldü.
Uluslararası Regeneron ISEF Bilim ve Mühendislik Yarışması, lise seviyesinde düzenlenen en büyük bilim yarışmaları arasında gösteriliyor. Bu yıl 11-17 Mayıs'ta ABD'nin Los Angeles şehrinde düzenlenen yarışmaya 85 ülkeden 1360 projeyle 1799 öğrenci katıldı.
Bu yarışmaya İzmir Fen Lisesi 12. sınıf öğrencileri Eray Akın, Nisa İltekin ve Murat Leylekoğlu da TÜBİTAK tarafından desteklenen "Sulak Alanların Kirlilik Seviyesini Ölçen ve Bildiren Güneş Enerjili Duba Geliştirilmesi Projesi" ile katıldı.
Takımın sunduğu cihaz ve proje, çevre mühendisliği kategorisinde ikinci oldu.
Tasarım ve işlev olarak dubayı andıran cihaz, güneş enerjisiyle çalışıyor. Su kaynaklarında veya sulak alan ekosistemini oluşturan diğer unsurlarda meydana gelen anomalileri anında tespit ederek hızlı önlem alınabilmesi amacıyla geliştirilen cihaz, İzmir Körfezi ve kentteki bazı sulak alanlardaki testleri başarıyla geçti.
- "Ne kadar çok üretilirse o kadar iyi"
Öğrencilerden Nisa İltekin, AA muhabirine, geçen yıl TÜBİTAK'ın liseler arası araştırma projeleri yarışmasına katılmak üzere çalışmalara başladıklarını söyledi.
Projenin çıkış noktasının ise Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj sorunu olduğuna işaret eden İltekin, müsilaj oluştuktan sonra bunu arıtmanın çok yüksek yatırım gerektirdiğini öğrendiklerini ifade etti.
İltekin, erken uyarı sistemi olarak bir duba geliştirmeye karar verdiklerini, yarışma sürecine dahil olduklarını ve yaklaşık 2 yıl yoğun çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi.
Dubanın amacının erken tespit olduğunu vurgulayan Nisa İltekin, şunları kaydetti:
"Sularda bizim devamlı incelememiz gereken bazı parametreler var, müsilajın oluşup oluşmayacağını anlamak için. Mesela sudaki klorofil, bulanıklık, sıcaklık gibi. Bunlara düzenli bakılması gerekiyor. Bunu yapan cihazlar da var ama 10 bin dolardan başlıyor fiyatları. Ne Türkiye ne de başka bir ülke bu kadar pahalı cihazları bir anda denizlere salabilir. Biz de dedik ki öyle bir sistem geliştirelim ki hem bize ait olsun hem herkes kullanabilsin, ucuz olsun. Bu dubalardan ne kadar üretip kullanırsak sular hakkında o kadar fazla veri elde ederiz. Dubamız periyodik bir şekilde denizden ölçüm alıyor ve biz hiçbir şey yapmasak da bizim sunucumuza otomatik geliyor bu veriler."
Söz konusu yarışmanın zorlu geçtiğini, ödül almanın gurur verici olduğunu anlatan İltekin, projeye başladıklarında bunu hayal edemediklerini söyledi.
- Seri üretime geçilmesi hedefi
Geliştirdikleri üründe seri üretime geçmeyi amaçladıklarını dile getiren İltekin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Rakip sistemler hiçbir şekilde kaynaklarını paylaşmazken bizim dubamız tamamen açık kaynaklı. Amacımız herkesin bu dubadan yapmasını sağlamak, olabildiğince veri toplamak. Kirliliğin önlenebilmesi için önce nerede bir şey oluyor, onu tespit etmeniz lazım. Sonuçta kocaman denizlerimiz var. Nerede başlıyor bu oluşum, nereden çıkıyor? Eğer bunu bilemezsek hiçbir şey yapamayız. Nerede olduğunu tespit edelim. Herkes bunlardan yapsın, olabildiğince veri olsun elimizde. Mesela bir yerde alg miktarı çok artmış veya kirlilik artmış. O zaman hemen haber verilir belediyelerimize onlar da önlem alırlar, amacımız bu."