Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesinin, yaklaşık 902 bin binanın bulunduğu kentte yapıların depreme dayanıklılığının tespitine yönelik başlattığı çalışmaya sadece 4 bin 128 bina için başvuru yapıldı.
1. derece deprem kuşağında yer alan ve aktif fay hatlarının sık aralıklarla deprem ürettiği İzmir'de Büyükşehir Belediyesi ve İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi işbirliğiyle yapıların depreme ne kadar hazır olduklarının tespiti için 1 Mart'ta çalışma başlatıldı.
İzmir'in 30 ilçesinden "afetplani.izmir.bel.tr" ve "izmir.bel.tr" adreslerinden yapılan başvurularla belirlenen yapılara gelecek haftadan itibaren gidecek olan uzman ekipler, projeye uygunluk, beton dayanımı ve eksik donatı kontrolü, binanın depreme hazır olup olmadığına yönelik hızlı bir tarama yapacak.
Ekipler, röntgen yöntemiyle binada tahribata neden olmadan taşıyıcı sistemin içindeki demirin çapını ve sağlamlığını da kontrol edecek.
Çalışmayla ilgili AA muhabirine açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Banu Dayangaç, İzmir'de yaşayan herkesin kendi binasıyla ilgili bilgiye erişebilmesi ve kendini güvende hissetmesi için bu çalışmaya başladıklarını söyledi.
"Yapı ön incelemesi" adı verilen uygulamaya kent genelindeki tüm ruhsatlı yapıların dahil olabileceğini belirten Dayangaç, çalışmayı inşaat mühendisleri ve akademisyenlerin oluşturduğu bir kurulun yürüttüğünü aktardı.
Çalışma kapsamında son olarak, apartmanlardan yönetim kurulu kararı olmasına gerek kalmadan bireysel başvuru yapılabilmesinin de önünü açtıklarını aktaran Dayangaç, şunları kaydetti:
"Ekiplerimiz yapının, projesine uygunluğuna yönelik bir değerlendirme yapacak. Projeye uygun olmayan hususlar varsa, örneğin kolon kesme olup olmadığı gibi bir durumu tespit edecekler. Beton çekici yöntemiyle ve beton ultrason yöntemiyle, beton dayanımına ilişkin bir değerlendirme yapılacak. Bir taraftan da röntgen yöntemiyle de donatıya yönelik bir değerlendirme ve tespit yapılacak. Bunun sonuçları akademik kadro tarafından tekrar bilimsel yöntemler aracılığıyla sonuca bağlanacak ve vatandaşlarımıza bilgiyi net olarak vereceğiz."
- Karot örneği alınmayacak
Dayangaç, çalışmalar kapsamında ekiplerin binalardan karot örnekleri almadığını, hızlı tarama yöntemleriyle vatandaşı bilgilendirme amacını taşıdıklarını aktardı.
Başvuruların devam ettiğini kaydeden Dayangaç, şöyle konuştu:
"İzmir'de 902 bin bina olduğunu düşünürsek başvuru sayısı sadece 4 bin 128 binada kaldı. Vatandaşlarımızın aslında binalarıyla ilgili bilgi edinmek isteyeceklerini düşünüyorum. Çünkü İzmir deprem kuşağında yer alan bir kent ve depreme hazırlıklı olmamız gerektiğini ve bunun bilincinde olmamız gerektiğini düşünüyorum."
- Yıkım kararı endişesi
Dayangaç, yaptıkları çalışmanın riskli yapı tespiti işlemi olmadığını, yapıların ön incelemesinden ibaret olduğunu, dolayısıyla çalışma sonucu yıkım gibi bir yaptırımının bulunmadığına dikkat çekti.
Bazı vatandaşların bu yönde endişelerle çalışmaya mesafeli durduğunu tahmin ettiklerini bildiren Dayangaç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Başvuru sayfamızda buna yönelik açıklamalar yaptık. Sıkça sorulan sorular ve yanıtları şeklinde bir bölüm oluşturduk. Oradan da takip edebilirler. Riskli yapı tespiti yapmıyoruz. Riskli yapı tespiti, şu an ülkemizde mevzuat çerçevesinde 6306 sayılı yasa kapsamında yapılan bir işlem ve sonrasında yıkım zorunluluğu olan bir işlem. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak yapmakta olduğumuz çalışma, yapının mevcut durumunu değerlendirerek tespitine yönelik çalışma. Yani bir ön inceleme niteliğinde, dolayısıyla yıkım gibi bir yaptırımı yok. Ama şöyle bir husus var. Projelerine uygunluğu yönünden bir denetleme yapıyoruz. Projesinde olmayan, binanın taşıyıcı sistemini zedeleyici herhangi bir tadilat yapılıp yapılmadığını da kontrol etmiş oluyoruz."