EĞİTİM-İŞ UŞAK ŞUBE BAŞKANI ERCAN UZUN; KABUS GİBİ BİR YARIYILI UMUT DOLU BİR DİRENİŞLE KAPATTIK!

Eğitim-İş Uşak Şube Başkanı Ercan Uzun, 2022-2023 eğitim-öğretim yılının ilk yarısının tamamlanması nedeniyle, yaptığı yazılı açıklamada; “Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimiz sıkış tepiş okullarda ders gördü; musluklardan su içti; derslere ekonomik kriz yüzünden karnı aç; saçma yaz saati uygulaması yüzünden uykusuz girdi”dedi.
Eğitim-İş Uşak Şube Başkanı Ercan Uzun’un yaptığı yazılı açıklama şu şekilde; “Kötü bir filmin sonunu belli eden ilk 10 dakikası gibi geçen 2022-2023 eğitim-öğretim yılının ilk dönemi, eğitimin de eğitim emekçisinin de en ağır darbeleri aldığı dönemlerden biri olarak tarihe geçti.
Zaten gericileştirme, piyasalaştırma ve niteliksizleştirme politikalarıyla can çekişen milli eğitim sistemimiz, ağır bir ekonomik kriz yaşanırken sosyal devletin varlık göstermediği bir atmosferde ne kadar kırılgan olduğunu her haliyle ve acı örneklerle göstermiş oldu.
Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimiz sıkış tepiş okullarda ders gördü; musluklardan su içti; derslere ekonomik kriz yüzünden karnı aç; saçma yaz saati uygulaması yüzünden uykusuz girdi…
Dernek maskesi takmış tarikatlar yine eğitimde MEB protokolleri kamuflajıyla cirit attı. Karma eğitim başta olmak üzere eğitim sistemimizde zaten çok az sayıda kalan çağdaş unsurlar sistematik biçimde hedef alındı. İkili ve taşımalı eğitim garabetleri sürdürüldü. Eğitimdeki barınma ve beslenme problemleri derinleşti. Mesleki eğitim adı altında çocuklar sermayeye ucuz işgücü yapıldı, zorunlu eğitim lafta bırakılarak tarikatlar memnun edildi.
Eğitim emekçisi de bu ağır tablodan hem maddi hem manevi kayıplara maruz kalarak payını aldı. Eğitim emekçisini değersizleştirme ve emeğini görmezden gelme politikaları, mesleğe hakaret niteliğindeki Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndan ibaret kalmadı. YÖK’ün aldığı kararla, eğitim fakültelerinin dışında da farklı alanlarda öğrenim gören öğrencilerin pedagojik formasyon eğitimini “seçmeli ders” olarak almasının önü açıldı. Alanında gördüğü eğitime rağmen atanmayan öğretmen sayısı 1 milyona yaklaşmışken, pedagojik formasyon basitçe dağıtılabilecek bir hale getirildi. Umut tacirliği yapıldı.
Asgari ücretin yüzde 50, çoğu vergi ve ceza artışlarının yüzde 123 artırıldığı; hissedilen enflasyonun yüzde 180’in üzerinde olduğu, ülke çapındaki kira ortalamasının 7 bin liraya ulaştığı kriz ortamında, eğitim emekçisine önce yüzde 25, sonra “lütufen” yüzde 30 ücret artışı hak görüldü. Sözde yetkili sendikacıların avuçları patlarcasına alkışladığı bu oranlar, tüm kamu emekçileri gibi eğitim emekçisinin de değil geleceğine gündelik hayatına bile ipotek koydu.
Ama tıpkı pandoranın kutusunun en dibinde bile umut bulunması gibi, bu kabus gibi yarıyıl döneminde yüreğimizi ılıklaştıran, coşkumuzu besleyen güzel şeyler de oldu.
Cumhuriyet’e ve değerlerine, eğitim emekçisinin itibarına ve haklarına karşı yapılan tüm saldırılara karşı dimdik duran, eğitimin tüm paydaşlarının sesi olan Eğitim-İş’imiz, bu süreçteki direngenliğiyle yüzde 100’den fazla büyüdü. Ailemize yeni dostlar katıldı, gücümüze güç kattı. Sendikamızın özgül ağırlığı kadar, 120 bini geçen üye sayısıyla Türkiye’nin en etkili örgütlü gücü haline geldi.
Bu tabloda emeği olan tüm mücadele arkadaşlarımıza canı gönülden teşekkür ediyorum. Bu teşekkürün başında arkada bıraktığımız yarı yıla değinirken “Kötü bir filmin sonunu belli eden ilk 10 dakikası” demiştim, filmin sonunu bu mücadele ruhuyla değiştireceğimizi biliyorum!
Zaten toplumsal muhalefetin en önde gelen emek ve demokrasi kalesi haline getirdiğimiz gözbebeğimiz Eğitim-İş’i hep beraber daha da güçlendireceğiz!
Etkili sendikacılığımızı yetkili sendikacılığa dönüştürecek, iktidarları ya da siyasi blokları memnun etmek için emekçinin haklarını peşkeş çekenlere inat, hak aramak ve almak nasıl yapılırmış göstereceğiz!
Dünyada Başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitim emekçilerini haklarına, öğretmenliği hak ettiği itibara, öğrencilerimizi nefes gibi ihtiyaç duydukları laik, bilimsel, adil ve kamusal eğitime kavuşturacağız!
Bu inancı paylaşarak, gününü gecesine katan tüm yöneticilerimize temsilcilerimize ve üyelerimize yürekten teşekkür ediyorum. Gücümüz birliğimizde gücümüz örgütlülüğümüzde.” Dedi.






SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!