Hızır ile İlyas peygamberlerin buluştuğu gün olduğuna inanılan "UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri"ndeki Hıdırellez, yüzyıllardır renkli ritüellerle kutlanıyor.
Halk inancına göre, karada darda kalan kişilere yardım ve kılavuzluk eden, bolluk ve bereket getiren Hızır Peygamber ile suların koruyucusu İlyas Peygamber her yıl sadece bir kez buluşuyor. Ölümsüz olduklarına inanılan Hızır ve İlyas peygamberlerin buluşması, Anadolu'nun yanı sıra Orta Doğu, Kırım, Azerbaycan ile Balkan ülkelerinde "bayram" olarak kutlanıyor.
Ölümsüzlüğe kavuşmuş, bolluk, bereketi simgeleyen kişiler oldukları için onların ayaklarını bastığı her yerin yeşerdiğine, temas ettikleri her şeyin bereketlendiğine inanılıyor. Baharın habercisi, bitkilere can veren, zorda, darda kalanlara yardım eden Hızır Peygamber, ak sakallı bir ihtiyar olarak tasvir ediliyor. İlyas Peygamber de uzun boylu, nur yüzlü olarak betimleniyor ve elinde uzun bir değnekle dolaştığına inanılıyor.
Adını Hızır ve İlyas kelimelerinin birleştirilmesinden alan Hıdırellez nedeniyle her yıl 5-6 Mayıs'ta çeşitli kutlamalar yapılıyor.
Türkiye ile Makedonya'nın ortak çalışması sonucu 2017'de "UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri"ne kaydettirilen Hıdırellez, kutlamalarla gelecek nesillere de aktarılıyor.
Hıdırellez kutlamaları genellikle yeşillik alanlarda, su kenarlarında, bazı yerlerde bir türbenin etrafında gerçekleştiriliyor. Bu dönemde, nevruzda olduğu gibi arınmaya özen gösteriliyor, evlerde temizlik yapılıyor, yeni kıyafetler hazırlanıyor, güreş, at yarışı, mendil kapma, ip atlama, salıncakta sallanma, mani söyleme gibi çeşitli etkinlikler yapılıyor. Boyalı yumurta kaynatma ve yakılan ateşlerin üzerinden atlama da kutlama ritüelleri arasında yer alıyor.
-"Türk dünyasının ortak kültürel değerlerinden birisi"
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Alimcan İnayet, AA muhabirine, Hıdırellez inancına göre Hızır ile İlyas'ın her yıl 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece bir gül ağacının altında buluştuğunu söyledi.
Hıdırellez gecesinde Hızır'ın evleri dolaştığına ve dokunduğu her şeyi bereketli kıldığına inanıldığını aktaran İnayet, bu nedenle o gece yiyecek kapları, ambarlar ve kapıların açık tutulduğunu söyledi.
Prof. Dr. İnayet, Hıdırellez kutlamalarının takvimsel olarak kışın sona erip baharın başladığı bir döneme denk gelmesinden dolayı birçok yönden nevruz kutlamaları ile paralellik gösterdiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Hıdırellez'de de nevruzda olduğu gibi temizlik yapılır, yiyecek ve yeni kıyafetler hazırlanır, ateşler yakılıp üzerinden atlanır, mezarlar ziyaret edilir, fakirlere yardım edilir, kırlara çıkılıp eğlenilir, dilek tutulur, dua edilir. Ancak nevruz eskiden yeniye geçişi, Hıdırellez ise bolluk bereketi simgeler. Hıdırellez tıpkı nevruz gibi Türk dünyasında coşkuyla kutlanan geleneklerden birisidir. Kutlamalar çerçevesinde oğlak ya da kuzu kesilir, boyalı yumurta kaynatılır, keşkek yapılır, dolma, çörek, börek, helva gibi çeşitli yemekler yapılır. Ayrıca kır gezisi yapılır. Yılın sağlıklı, bolluk bereket içinde geçmesi dilenir. Kesilen kurbanlar fakirlere dağıtılır. Dargınlar barıştırılır."
Hıdırellez'in Türk dünyasının ortak kültürel değerlerinden birisi olduğunun altını çizen İnayet, söz konusu geleneğin toplumsal dayanışmayı, birlik beraberliği, paylaşma ve yardımlaşma duygusunu güçlendirip, bölgesel barış ve huzurun tesisinde önemli işlev gördüğünü sözlerine ekledi.